hourSON DAKİKA
left-arrowright-arrow
weather
İstanbul
down-arrowup-arrow
    Nevşin Mengü Nevşin Mengü

    Neye şaşırdım?

    24.03.2015 Salı | 12:52Son Güncelleme:

    Vallahi de billahi de şaşırdım. Hakikaten de fal taşı gibi açıldı gözlerim. Bu kadarını beklemiyordum ne yalan söyleyeyim. Aslında mesele basit, belli ki işleyiş konusunda sıkıntı yaşanıyor. Erdoğan kabinenin başında olduğu dönemde olduğu gibi atılan her bir adımdan an be an haberdar olmak istiyor ve fakat işleyiş buna izin vermiyor. Hükümetin ivedi karar alması gereken durumlarda, Davutoğlu inisiyatif alıyor ya da almak durumunda kalıyor.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Neye şaşırdım
    Bu yaşanan “kavga”, “kriz” adını ne koyarsınız bilemem. İyi polis kötü polis midir, danışıklı dövüş müdür, AK Parti içerisinde çatlağa mı yol açar, Erdoğan’ın, yeni Türkiye’ye illa da başkanlık gerekir, tezini mi kuvvetlendirir o kısımlarını da bilemem. Yaşadıkça görürüz zaten. Daha neler görecek, neye fal taşı gibi açılacak gözler Allah bilir zaten.

    Beni ilgilendiren habercilik kısmı, bütün bu işlerin. Şöyle ki, Bakanlar Kurulu her Pazartesi günü toplanır, bitişinde açıklamaları sözcü olduğu için hep Bülent Arınç yapar zaten. Açıklama Ana haber bültenine çok da sık denk gelmez. Gelmesini de pek tercih etmeyiz aslına bakarsanız. Çünkü açıklama Ana Haber bültenine denk geldiği zaman, bize ayrılan süreyi yer bitirir, bülten için hazırlanan onca haber, konuk olarak ayarlanan onca uzman boşa gider.

    Bu sefer farklıydı pek tabi. Durum malum, Arınç, bırakın hükümet işini yapsın, dedi; Cumhurbaşkanı, saksı değilim ben, diye çıkıştı işin Türkçesi. Haliyle Arınç’ın ağzından çıkacak her kelime merak konusuydu.

    Toplantı başladı, muhabirler dakika bir gol bir hepimizin beklediği o soruyu sordu: Ankara Büyükşehir Belediyesi Başkanı Melih Gökçek partimizden istifa etmeli diyor sizin için ne diyorsunuz.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Bir an duraladı Arınç, “partimiz” diye tekrarladı vurguyla, ki bence en çok o dokundu Arınç’a; kurucusu olduğu partiden sonradan eklemlenen bir isim tarafından kovulması talebi. Ondan sonra başladı bombalamaya. Kulaklarıma inanamadım. Yıllardır AK Partili olmayan Ankaralıların şehir efsanesi olarak aralarında konuştukları şeyleri bir bir söyledi, hem de hükümetin sözcüsü olarak, siz düşünün.

    Ne sevinirim böyle açıklamalara, ne üzülürüm, haberciyim ben sonuçta. Varsa bir ihlal yargı gereğini yapar. Biz haberini yaparız. Parti içinde öyle mi olur böyle mi olur, sevindirmez ya da üzmez beni, haberini yapmak benim görevim olan bitenin, tezahürat yapmak, alkış tutmak ya da yuhalamak değil.

    Ama şaşırdım tabi, şaşırmaz mıyım bu açıklamalara. Hükümet sözcüsü onca kameranın önünde bu ülkenin başkentini yıllardır idare eden adama herkesin gözü önünde haysiyetsiz dedi, hırsız dedi yahu. Eh insan evladıyım ben de sonuçta, ağzım gözüm bir yere gitti haliyle.

    Peki ya sonrası…Sonrasında Abdülkadir Selvi’nin yazdığı şaşırtmadı beni aslında, büyü bozuldu diye sinyalini vermişti zaten kendisi cumartesi akşamı, tüm bitkinliğine rağmen katıldığı Cnntürk canlı yayınında. Ama mesela başka bir ismin yazdıkları şaşırttı beni.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Türkiye gazetesi yazarı Ahmet Sağırlı diyor ki:
    "Arınç ne dedi de biz bu kadar kızdık?
    Bırakın hükümet, hükümetliğini yapsın, dedi.
    Bizim cevabımız ne? Siz kimin sayesinde oradasınız?
    Başka? İhanet şebekeleri Arınç üzerinden faaliyete başladı..
    Bu ihtilafı getirip böyle bir yere oturtunca sorumluluğumuz da ortadan kalkıyor."
    Ama bu kadar değil, bu kadar şaşırtıcı olmaz zaten. Yazının sonuna doğru başka bir perspektif getiriyor.
    "Biz Mısır için ağıt yaktık. Neymiş İhvan devrilmiş, darbeciler gelmiş. Bize ne? Bize ne değilse -tercihimizin doğruluğunu sorgulamadan soruyorum- desteklediklerimize bir faydamız oldu mu?
    Libya'da ne dedik, ne yaptık ne oldu?
    Yemen'de yapmadık ne oldu?
    Suriye için soru bile soramıyorum. Hop oturup hop kalkanlar olur.
    Düşman mazeretinden kurtulmak lazım. Herkesin düşmanı var."
    Fitne sokanlar, dış mihraklar, bunlaaar bunlaaaaar vb vb, suçu atmak kolay, kolay da ya sonrası. Politikacılar bunun için var değil mi, bir sonrasını hesap etmek için.